Damla Kankaya
Uzman Klinik Psikolog
0 212 273 10 32
Email:
Ä°stanbul Åžube :
19 Mayıs Mah. Aytekin Kotil Caddesi Özpolat Sit. Kamelya Blk. No:14 D:4 ÅžiÅŸli / Mecidiyeköy (Cevahir AVM Sinema Çıkışı Yanı)
0 (545) 977 60 58
Antalya Åžube :
Altınkum Mahallesi Atatürk Bulvarı No 253 Naci Baydur Demiral Apt: Kat 1 Daire 3 Konyaaltı
(Kral Künefe üstü)
0544 448 87 74
Ä°letiÅŸim :
Damla Kankaya Kimdir?
Uzm. Psk. Damla KANKAYA, Almanya doÄŸmuÅŸtur. Lisans öncesi eÄŸitimini (ilk, orta ve lise) Nürnberg'de tamamlamıştır. Ardından baÅŸlamış olduÄŸu Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölümünden "Onur ÖÄŸrencisi" olarak mezun olmuÅŸ ve Psk. unvanı almıştır. Üniversite eÄŸitimi süresince birçok ulusal kongre ve üniversite seminerlerine katılım göstermiÅŸtir. Birçok sosyal sorumluluk projesinde ve Beykent Üniversitesi Psikoloji Klübün'nde asil üye olarak aktif görev yapmıştır. Ve Lisans eÄŸitimi sırasında, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi, Sana Klinik Hastanesi (Almanya) stajyer psikolog olarak birçok kurum ve hastanede staj yapmış ve kendini geliÅŸtirmeyi hedeflemiÅŸtir.
Mezuniyetini takiben aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji yüksek lisans eÄŸitimine baÅŸlamış ve "Klinik Psikolog" olarak yüksek lisans derecesini tamamlamış ve "Evli bireylerde Cinsel Doyum Ve Aldatma EÄŸiliminin Ä°liÅŸkisi" adlı tez çalışmasını yayınlamıştır. 2014 yılında Özel Olimpos Hastanesi- Antalya'da Psikolog olarak görev yapmıştır.
Ayrıca lisans eÄŸitimi esnasında, Goodenough Harris Bir Ä°nsan Çiz Testi, Bender Gestalt Görsel Motor Algılama Testi, Luisa Duss Psikanalitik Öykü Tamamlama Testi, Peabody Resim- Kelime Testi, Metropolitan Okul OlgunluÄŸu Testi, Kent E.G.Y Testi, Catel 2A Zeka Testi, Cinsel Terapi EÄŸitimi, MMPI, WISC-R, BDT EÄŸitimi (Prof. Dr. Hakan TÜRKÇAPAR) , Temel Hipnoz ve Ä°leri Hipnoz EÄŸitimi (Dr.Mehmet KARAV),Rorschach EÄŸitimi (Prof. Dr. Kadir ÖZER) ve Aile ve Çift Terapisi EÄŸitimlerini tamamlamıştır.
Uzm. Psk. Damla KANKAYA, birçok sertifikasyon ve eÄŸitim programına katılmıştır ve kendini halen geliÅŸtirmeyi hedeflemektedir. Ä°yi derecede Almanca, Ä°ngilizce ve Fransızca bilmektedir.
Kurucusu olduÄŸu PsikoTerap-Ä°ST EÄŸitim ve Danışmanlık Merkezi’nde yetiÅŸkinlere yönelik; Bireysel, Cinsel, Aile ve Çift Terapileri alanlarında danışanlarına hizmet vermekte olan Uzm. Psk. Damla KANKAYA, Türk Psikologlar DerneÄŸi (TPD) üyesidir.
ÇALIÅžMA ALANLARI
-
Yas (Matem)
-
SertleÅŸme Problemi
-
Ruhsal Bunalım
-
Psikolojik Bozukluk
-
Paranoid KiÅŸilik BozukluÄŸu
-
Panik BozukluÄŸu
-
Özgüven Sorunu (Kendine Güven Sorunu)
-
Özgül Fobi
-
Ölüm Ve Yas
-
Narsistik KiÅŸilik BozukluÄŸu
-
Motivasyon EksikliÄŸi
-
Manik Depresif Bozukluk
-
Majör Depresif Bozukluk
-
Konversiyon BozukluÄŸu
-
Kaygı
-
Kabus BozukluÄŸu
-
İnternet Bağımlılığı
-
Sınav Kaygısı
-
Sinir BozukluÄŸu
-
Vücut (Beden) Disformik BozukluÄŸu
-
Vajinismus (Vajinusmus)
-
Uykusuzluk
-
Uyku BozukluÄŸu ve uyurgezerlik
-
Unipolar Depresyon
-
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
-
Travma
-
Takıntı
-
Taciz-Ä°hmal
-
Åžizotipal KiÅŸilik BozukluÄŸu
-
Åžizofreni
-
Stres
-
Sosyal Fobi
-
Somatoform Bozukluk
-
Somatizasyon BozukluÄŸu
-
Sinir Hastalığı
-
Ä°liÅŸki Problemleri
-
Ä°letiÅŸim Problemleri
-
İktidarsızlık
-
Fobiler
-
Madde Bağımlılıkları
-
Kadın-Erkek Cinselliği
-
Yeme Bozuklukları
-
Panik Atak
-
Depresyon
-
Aile Terapisi
-
Vajinusmus Tedavisi
-
Kişilik Bozuklukları
-
Obsesif Kompulsif Bozukluk
-
Cinsel İşlev Bozuklukları
-
Anksiyete Bozuklukları
-
Genel Psikoloji
-
Cinsel Terapi
-
Bireysel Terapi
-
Evlilik(Çift) Terapisi
-
Hamilelik Psikolojisi
-
Agorafobi
-
Histrionik KiÅŸilik BozukluÄŸu
-
Hipokondriazis
-
Evlilik Problemleri
-
Erken BoÅŸalma
-
Ereksiyon Sorunu
-
Dürtü Kontrol BozukluÄŸu
-
Duygu Durum Bozuklukları
-
Distimik Bozukluk
-
Davranış Bozuklukları
-
Bulimia Nervoza
-
Borderline KiÅŸilik BozukluÄŸu
-
Bipolar Bozukluk
-
Antisosyal KiÅŸilik BozukluÄŸu
-
Anoreksiya
-
Alkol Bağımlılığı
-
Aile Ä°çi Ä°letiÅŸim Sorunları
-
Ruh Sağlığı
MAKALELER
Öfke Nedir? Nasıl Yönetilir?
Kadınlarda Görünen Cinsel Ä°ÅŸlev Bozuklukları Ve Nedenleri
Takıntılarınızı Kontrol Altına Almanın Yolları
Öfke; diÄŸer duygular gibi son derece doÄŸal,evrensel ve saÄŸlıklı ifade edildiÄŸinde yapıcı bir duygudur.Olumlu ve olumsuz her duygu gibi öfkenin de bir ömrü vardır ve bu ömrü tamamladığında etkisini kaybeder.Ancak öfke kontrolden çıkıp yıkıcı hale dönüÅŸtüÄŸünde; okul, iÅŸ hayatı, kiÅŸisel iliÅŸkiler ve genel yaÅŸam kalitesinde sorunlara neden olabilir.Öfke bir buz dağının görünen yüzü gibidir.Altında birçok duyguyu barındırabilir.Genellikle buz dağının görünmeyen yüzü,görünen yüzünden çok daha büyüktür.Altında yatan duygularımız; kızgınlık. haksızlığa uÄŸramak, deÄŸersiz hissedilmek vb. duygular olabilir.Öncelikle duygularımızın farkına varalım. Öfkenin anatomisinde bağırma, hakaret etme, kötü sözler kullanma gibi sözel saldırılar olabileceÄŸi gibi; davranışsal anlamda fiziksel saldırılar da olabilir. Bunlar ne kadar doÄŸru? Yani her öfkelendiÄŸimiz de sözel veya fiziksel olarak saldırıya mı geçmeliyiz? Elbette hayır. Bunlar öfke yönetiminde sorun odaklı yaklaşımlardır ve çözümden uzaktır. Beynimiz; öfkelendiÄŸiniz kiÅŸinin kendimize bir saldırı yaptığını algılar. Ve adrenalin hormonu salgılar. Enerjimizde artış meydana gelir. Bu nokta da öfke kontrolünün alt öncüllerini adım adım hayata geçirmek, öfkemizi yönetebilmemiz için önemlidir.
Öfkemizi nasıl yönetebiliriz?
·Öfkeli olduÄŸunu fark etmek ve kabul etmek: BirçoÄŸumuz gün içerisinde yaÅŸadığımız duyguları fark edemeyebiliyoruz. Ancak bunu fark ve kabul ettiÄŸimizde onunla baÅŸ edebilmek için ilk ve en önemli adımı atmış oluruz. Kendinize “Åžuan kendimi öfkeli hissediyorum.” demeniz güzel olacaktır. Bunu fark etmeniz ve kabul etmeniz açısından güzel olacaktır.
·Zaman istemek ve bulunduÄŸunuz ortamı terk etmek: “Åžuan kendimi öfkeli hissediyorum. SakinleÅŸmem için bana biraz zaman tanır mısın?” deyiniz ve bulunduÄŸunuz ortamı bir süreliÄŸine terk ediniz. Bunu yapmanız öfkelendiÄŸiniz durumun alevini alacak ve zihninizi kısmen dağıtacaktır. EÅŸinizle ya da baÅŸka birileriyle yaÅŸamış olduÄŸunuz öfke probleminde karşı taraf sizin öfkeli olduÄŸunuzu bilecek ve sakinleÅŸmeniz için sizden zaman istediÄŸinizi bilecektir.
·Nefes egzersizleri: Burnumuzdan derin nefes alıp en az 5 sn. tutarak ağımızdan yavaÅŸça vermemiz bizi kısmen rahatlatacaktır. Bunu birkaç defa yapınız. SakinleÅŸtiÄŸinizi düÅŸünene kadar da yapabilirsiniz.
·Komik ve sizi neÅŸelendiren ÅŸeyler düÅŸünmek: ÖfkelendiÄŸiniz durum ile alakalı komik ve sizi neÅŸelendireceÄŸine inandığınız bir durum kafanızda belirleyiniz. Bunu düÅŸünmek öfkeli ruh halinizi, daha rahat olacağınız ve eÄŸleneceÄŸiniz bir ruh haline bırakacaktır. Belki de kasılan vücudunuz kendisini rahat bırakacaktır. EÄŸer komik ve eÄŸlenceli bir durum bulamıyorsanız, o an sizi eÄŸlendirebilecek bir ÅŸey izleyebilir ve bu durumu böylelikle yönetebilirsiniz. Öfke ile beraber gerginleÅŸen ve kasılan vücudunuz, gülerek ve eÄŸlenerek sakinleÅŸeceÄŸi ve gevÅŸeyeceÄŸi bir alana kendisini bırakacaktır.
·Fiziksel aktivite yapmak: Öfkelisiniz ve yukarda ki üç öncülü de yaptınız diyelim. Fiziksel aktivite ile bu olumsuz enerjinizi, vücudunuzu yorarak saÄŸlıklı hale getirebilirsiniz. YürüyüÅŸ, koÅŸu, spor vs. yapabilirsiniz. Böylelikle öfke ile gelen adrenalin hormonu, yerini fiziksel aktivite ile beraber mutluluk hormonu olan endorfin ve serotonin hormonlarına bırakacaktır.
·Kendinizi sorgulayın: Öfke duyduÄŸunuz ÅŸeyin altında kendi duygularınız olabilir. Olumsuz duygularınız sizi öfkelendirdiÄŸini fark etmeniz ve kabul etmeniz öfkenizi yönetebilmenizde önemli bir adımdır. Öfke duygunuz sizden kaynaklı olabilir. Bu konu da yukarıda ki öncülleri uygulayınız ancak kendinizi sorgulama da yetersiz kalmanız halinde veya öfkenizi yönetememe ve ciddi sorun teÅŸkil ettiÄŸini düÅŸündüÄŸünüz anda bir uzmandan yardım isteyiniz.
·Çözüm odaklı yaklaÅŸmak: Sizi bir durum öfkelendirdi ve yukarda ki öncülleri yerine getirdiniz diyelim. Ancak bu kiÅŸiyle konuÅŸarak uzlaÅŸmanız gerekebilir. Böyle durumlarda sorun odaklı yaklaÅŸmanız yukardakilerin boÅŸuna yapılması anlamına gelecektir. Problem var ve çözüme kavuÅŸması gerekiyor. Çözüm odaklı yaklaÅŸmanız öfkenizi yönetmekte önemli bir adımdır.
·“Ben” dili kullanmak: Öfke de iletiÅŸimimiz hemen bozuluyor. Suçlayıcı konuÅŸmalar meydana geliyor. Ancak bu sorunun çözümü deÄŸildir. Sen dili konuÅŸmak yerine ben dili konuÅŸmak makul ve saÄŸlıklı bir iletiÅŸim dilidir. Sen dili ÅŸunu söyler. Sen bana bunu dedin, sen ÅŸuraya gittin, sen ÅŸöyle yaptın. Bakınız hepsi suçlayıcı ifadelerdir. Ben dilinde ise örneÄŸin “Sen böyle yaptığın da kendimi deÄŸersiz hissediyorum.” Burada ki mesaj nedir? Belki ben yanlış hissetmiÅŸ olabilirim, bunu düzeltmek ister misin? O mesajı karşınızdakine vereceksiniz. O kiÅŸiye hislerinizden bahsederseniz o kiÅŸiyi sinirlendirme ihtimaliniz azalır.
DiÄŸer durumlarda var tabi ki. Karşı tarafı dinlemek ve kabul etmek, özür dileme erdemi göstermek, empati yapabilmek vb. Bunlarda öfke yönetiminde yapıcı tutumlardır. Empati yaptığınızda karşı tarafı anlayabilmek için onun perspektifinden olaylara bakabiliyor olursunuz. Bu durum karşı tarafı anlamak anlamına gelecektir. Özür dilemekte çok önemlidir. Freud bu durum hakkında ÅŸu aforizması oldukça kritiktir. “Özür dilemek sizi haksız olduÄŸunuz anlamına gelmez. Karşı tarafa verdiÄŸiniz deÄŸerin, egonuzdan daha yüksek olduÄŸu anlamına gelir.” der. Öfke durumunda tüm bu alt teknikleri uyguladığınızda olayı tamamen berraklaÅŸtırmış olursunuz. Ve yıkıcı bir duygu gibi görünen öfkeyi çok doÄŸru yöneterek yapıcı bir duyguya dönüÅŸtürebilirsiniz. Dolayısıyla krizi fırsata çevirmek oldukça önemlidir.
Öfke ve yönetiminde önemli olan adından da anlaşılacağı üzere öfke duymamak deÄŸildir. Önemli olan öfkemizi nasıl ve ne kadar yönetebildiÄŸimizdir. Bütün bu teknikleri öÄŸrendiÄŸinize göre ÅŸimdi bunları uygulama zamanı. Öfkenizi yönetememe durumda bir uzmandan yardım alabilirsiniz.
Kadınlarda Cinsel Ä°ÅŸlev Bozukluklarını deÄŸerlendirilirken, özellikle yaÅŸanılan iliÅŸkinin cinsellik dışı boyutları da göz önünde bulundurulmalıdır. Esiyle mutsuz olan, istemeden evlendirilmiÅŸ olan, eÅŸinden psikolojik, fiziksel veya duygusal olarak ÅŸiddet gören, aldatılan, esi tarafından anlaşılmadığını hisseden ve esi ile cinsellik dışında baÅŸka bir paylaşımı olmayan, iliÅŸkiden beklentileri karşılanmayan kadınlarda oldukça sık görülür.
Ayrıca cinsellik hakkında tecrübesizlik,abartılmış ilk gece hikayeleri,travmatik cinsel yaÅŸantılar,kızlık zarı ile ilgili korkutucu anlatımlar, eÅŸler arası uyumsuzluk,deÄŸerli hissedilmeme,iliÅŸkisel problemler gibi daha birçok neden belirtilmiÅŸtir.
Kadınlardaki cinsel işlev bozuklukları şu şekilde tanımlanmaktadır;
Kadında Cinsel Uyarılma Bozukluğu:
Kadınlarda cinsel uyarılma bozukluÄŸu, cinsel birleÅŸmenin rahat bir ÅŸekilde gerçekleÅŸmesi için gerekli olan vajinal ıslanmanın sürekli ve yineleyici bir biçimde yetersiz olması durumudur. Bu bozukluk, kiÅŸilerde sıkıntıya ya da kiÅŸiler arası iliÅŸkilerde zorluklara neden olmaktadır.
İnhibe Kadın Orgazmı:
Kadınlarda orgazm bozukluÄŸu, normal bir cinsel uyarılmayı izleyerek orgazmın sürekli olarak gecikmesi ya da yokluÄŸu olarak tanımlanmaktadır. Orgazm sorununun daha çok çiftlerin orgazm ile ilgili bilgi ve beklentileriyle, erkeÄŸin kendi gücünü ve performansını sorgulama tutumuyla oluÅŸabildiÄŸi gözlenmektedir.
Orgazm bozukluÄŸu yaÅŸayan bayan ise, aynı geç boÅŸalan erkek gibi, orgazm refleksini serbest bırakma konusunda çeÅŸitli derecelerde problem yaÅŸamasına raÄŸmen cinsel açıdan isteklidir.
Kadında cinsel uyarılma bozukluÄŸu tanısının konulabilmesi için kadınlarda rahat bir cinsel birleÅŸmeye olanak tanıyan vajinal ıslanmanın sürekli olarak yetersiz olması gerekmektedir. Ayrıca klinisyenin, kadının yaşı, cinsel deneyimi ve aldığı cinsel uyarıların yeterliliÄŸi açısından baktığında orgazm olma yetisinin beklenenden daha az olduÄŸu yargısına varması temeline dayanmalıdır. Bu bozukluk belirgin bir sıkıntıya ya da kiÅŸiler arası iliÅŸkilerde zorluklara neden olmaktadır.
Bu bozukluÄŸun önemli psikolojik nedenleri arasında tutucu deÄŸer yargıları, suçluluk duyguları, cinsel travmalar, yetersiz cinsel bilgi ve deneyim, duygusal hazırladığının ya da eÅŸle olan duygusal iletiÅŸimin yetersizliÄŸi, yetersiz ön seviÅŸme ve cinsel uyarı, eÅŸteki erken boÅŸalma ya da ereksiyon güçlüÄŸü nedeniyle yetersiz cinsel birleÅŸme süresi sayılabilir.
Kadındaki orgazm bozukluÄŸu, yaÅŸamın önceki dönemlerinde yokken sonradan da ortaya çıkabilir. En sık rastlanan nedenleri arasında, eÅŸler arası uyumsuzluk, evlilik içi sorunlar, cinsel travma, çeÅŸitli jinekolojik ve sistemik hastalıklar, kullanılan ilaçlar, alkol ya da uyuÅŸturucu madde kullanımı.
Kadın cinsel uyarılma bozukluÄŸu tüm cinsel yakınmalarla baÅŸvuran kadınlar arasında %20-35 oranında saptanmıştır. Otuz yasından sonra daha sık rastlandığı söylenmekle birlikte en çok 50-59 yasları arasında görülmektedir. Uyarılma fazıyla iliÅŸkili iÅŸlev bozukluÄŸu olan kadınlarda sıklıkla orgazm sorunları da bulunmaktadır ve görece mutlu evli çiftlerden oluÅŸan bir grupta kadınların %33’ünün cinsel heyecanı sürdürmede zorluk yasadıkları bulunmuÅŸtur. Cinsel uyarılma bozukluklarının nedenleri arasında performans korkusu ve ‘kendini seyretme’ davranışı önemli bir etkendir.
Disparoni (Ağrı bozukluğu):
Cinsel aÄŸrı bozukluÄŸu, cinsel iliÅŸki öncesi, sırasında ya da sonrası sürekli ya da yineleyici bir genital aÄŸrının olması olarak tanımlanmaktadır. Disparoni tanısının konulabilmesi için aÄŸrının, vajinal ıslanma eksikliÄŸinden veya vajinismustan kaynaklanmıyor olması gerekir.
Kadınlarda aÄŸrı vajen giriÅŸinde hissediliyorsa etiyolojide uyarılma eksikliÄŸi, hafif bir vajinismus durumu, vajinal enfeksiyon ve bartholini kisti gibi nedenler araÅŸtırılmalıdır. EÄŸer aÄŸrı cinsel birleÅŸmenin süresi uzadıkça azalıp kayboluyorsa uyarılma eksikliÄŸine baÄŸlı olduÄŸu ortaya çıkmaktadır.
Vajinismus:
Erkeklerde benzeri bulunmayan, kadınlara özgü bir sorun olan vajinismus, vajina giriÅŸini koruyan kaslar, herhangi bir penetrasyon giriÅŸiminde bulunulduÄŸunda spazmodik tepki vermeye ÅŸartlanmıştır. Bu bozukluk bu yüzden cinsel birleÅŸmeyi imkânsız kılar.
Vajinismus, vajinanın dış üçte birindeki kaslarda birleÅŸmeyi engelleyecek biçimde, sürekli ya da yineleyici istem dışı kasılmalar olarak tanımlanabilir. Bu bozukluk belirgin bir sıkıntıya ya da eÅŸler arasında sıkıntıya neden olmaktadır.
Bu kasılma istemsiz, yani kadının bilinçli kontrolü dışında gerçekleÅŸen bir kasılmadır. Bu kasılmaya tüm bedendeki kasılmalar, bacakların kapanması, adeta bir kitlenme, korku, cinsel birleÅŸmeden kaçınma, giriÅŸin olmayacağı inancı eÅŸlik eder. Nadiren, cinsel birleÅŸme olmaktadır ancak kasılma sürdüÄŸünden, cinsel birleÅŸme aÄŸrılı ve sıkıntılıdır. Vajinismus, genellikle cinsel yaÅŸamın, daha doÄŸrusu cinsel birleÅŸme denemelerinin baÅŸlamasıyla birlikte, çok daha seyrek olarak ise jinekolojik muayene, kürtaj, zorlu ya da komplikasyonlu geçen doÄŸumlardan veya benzeri deneyimlerden sonra geliÅŸmektedir.
Bu sorun kadının hem kendi kadınlığında eksiklik olduÄŸunu düÅŸünmesine hem de eÅŸine karşı suçluluk hissetmesine neden olur. Erkek de, eÅŸine karşı öfke duyabilir, ya da istenmeme, reddedilme olarak yaÅŸadığı için kırgınlık, ereksiyon güçlüÄŸü yaÅŸayabilir. Bazen eÅŸlerin bekaret konusunda ÅŸüphe duymalarına neden olabilir. Sıklıkla adli olaylara, boÅŸanmaya, tecavüz giriÅŸimi ya da fiziksel ÅŸiddet davranışlarına neden olur.
Cinsel İstek Azlığı:
Genel olarak, kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Hatta ülkemizde, kadınlar arasında en sık görülen cinsel iÅŸlev bozukluÄŸudur. Bunun en temel nedeni, cinsellik ile ilgili mitlerin yaygınlığıdır. Toplumumuzda, cinselliÄŸin, yalnızca erkeklere özgü olduÄŸu, erkeklerin cinselliÄŸi istemeye, ondan zevk almaya ve doyuma ulaÅŸmaya hakkı olduÄŸu ÅŸeklinde yaygın bir inanç bulunmaktadır. Bu inanca göre, cinsellik kadınlar için bir "haz" ve "doyum" aracı deÄŸil bir "görev" dir .
Genel isteksizlik yaÅŸayan bayan, aynı ereksiyon sorunu çeken erkek gibi genel uyarıma tepki vermez, yani ıslanma ve genital vazokonjesyon belirtilerini göstermez.
Tedavisi var mıdır?
Öncelikle ilk deÄŸerlendirme için cinsel iÅŸlev bozuklukları konusunda deneyimli bir jinekoloji uzmanına baÅŸvurulmalıdır. Ä°lk deÄŸerlendirme sorunun psikolojik, iliÅŸkisel, duruma baÄŸlı ya da fiziksel kaynaklı olup olmadığını ayırma açısından oldukça önemlidir. Cinsel Ä°ÅŸlev Bozukluklukları fizyolojik bir neden bulunamadıysa Cinsel Terapi yöntemi ile tedavi edilebilmektedir.Cinsel terapi, cinsel soruna (cinsel iÅŸlev bozukluÄŸu) odaklı psikoterapötik yaklaşımlar içerir. Bilgilendirme, yanlış inanışları düzeltme amaçlanır. Her cinsel iÅŸlev bozukluÄŸuna özgü özel teknikler öÄŸretilir. Süresi, ortalama 1-4ay arasında olmaktadır. ÇeÅŸitli faktörlere baÄŸlı olarak deÄŸiÅŸebilmesine karşın, haftada en az bir görüÅŸme yapılması idealdir.
Daha önce kontrol ettiÄŸimiz bir ÅŸeyi neden tekrar denetlemek isteriz?
Bazı düÅŸünceleri baÅŸka birÅŸeye odaklanmaya çalışsak da neden kafamızdan atamayız?
Bu tip düÅŸünce ve davranışların ne kadarı 'normal' ne kadarı zararlı sayılır?
Bir çoÄŸumuzun günlük hayatında hassas davrandığı ve belkide davranışlarımızı defalarca kontrol ettiÄŸimiz anlar yaÅŸanmakta.
Aynı zamanda bazı düÅŸünceler bizi bir takım davranışları sergilemeye itebiliyor.
Başkasının evindeki veya kullandığı tuvaleti kullanmak hijyenik midir?
Ütünün fiÅŸini çektim mi?
'Ölüm' kelimesini duyduÄŸunuzda, içinizden beÅŸ kere 'hayat' demezseniz, birinin öleceÄŸi hissi...
Evi /arabayı kilitledim mi?
Bu tür düÅŸüncelerin, hissiyatların olması ve kaygınızı artırarak günlük rutininizi engellemesi Obessif Kompulsif BozukluÄŸa iÅŸaret edebilir.
Günümüzde OKB'nin neden ortaya çıktığı kesin olarak belirlenmemiÅŸ olsa da bu konuda nasıl yardım alabileceÄŸimiz ile
ilgili harita gün geçtikce daha net belirleniyor.
Ä°stenmeyen düÅŸünceleriniz ile igili korkularınızdan kurtulabilirsiniz ve kaygılarınızı azaltabilirsiniz.
Ä°lk olarak tekrarladığımız davranışlarımızı ve zorla aklımıza giren düÅŸüncelerimizi tanımalıyız ve kabul etmeliyiz ki
bunlar ile nasıl baÅŸ etmemiz gerektiÄŸini öÄŸrenelim.
Peki ne zaman tedavi edilmeli?
Bir çoÄŸumuzun takıntılı düÅŸünceleri ve davranışları vardır,fakat bunları tehdit edici ve zarar verici olarak algılamayız.
Bu tip düÅŸünceleri anlamlı,zarar veren,tehlikeye iÅŸaret eden ya da tepki vermemizi gerektiren dürtüler olarak kabul edersek,
ve günlük iÅŸlevimiz bu sebepten dolayı aksar ise bu konuda yardım almamız gerekir.
EÄŸer DüÅŸünceleriniz;
-zorlayıcı şekildedirlerse (zihninizde aniden ve kasıtsız oluşması)
-istenmeden ortaya çıkıyor ise (ciddi ÅŸekilde rahatsızlık vermesi)
-kontrol edilemiyorlarsa (düÅŸünceler ve takıntılar üzerinde hakim olunamıyorsa)
-benliÄŸinize yabancı ise (takıntılar ve düÅŸünceler sizin kiÅŸilik yapınıza aykırı olması)
-dirençlilerse (düÅŸünceniz sonrasında bir davranışı sergilemek zorunda hissediyor olmamıız) takıntı olabilirler.
Bu düÅŸüncelerin ÅŸiddeti ve sıklığı takıntılarınızın olup olmadığı konusunda belirleyici unsurlardır.
Obessif düÅŸüncelerin içeriÄŸi genel olarak bu alt noktalarda toplanabilir:
1) Temizlik ile ilgili düÅŸünceler
2) Cinsellik ile ilgili düÅŸünceler
3) Dinsel ve Dini kötüleyen düÅŸünceler
4) Etrafına Zarar verebilme düÅŸüncesi
5) Karar almada güçlük ve ÅŸüphecilik
6) Simetri /Düzen ile ilgili düÅŸünceler
7) Yanlış bir ÅŸey söyleme veya yapma düÅŸüncesi
Bu özellikleri içeren düÅŸüncelelere sahip iseniz ,bunları erken farkederek ve doÄŸru desteÄŸi alarak bunlardan kurtulabilirsiniz.
Unutmamalıyız ki bu takıntılar ve zorlantılar ile ilgili sorunlarımız bir günde baÅŸlamadı ve bir günde tedavi edilemez.Fakat doÄŸru tedavi yöntemi ve sizin bu tedaviye inancınız ile bu sorun ile yaÅŸamaktan kurtulabilirsiniz.OKB yi iyileÅŸtiren sihirli bir ilaç yoktur.Ä°laç tedavisi ile takıntılarımızın ve zorlantılarımızın sıklığını ve ÅŸiddetinizi azaltabiliriz.Ancak BiliÅŸsel Davranışcı Terapi yöntemi ile hayat boyu kullanabileceÄŸiniz beceriler öÄŸretilebilmektedir.OKB tanısında en etkili tedavi yöntemi Ä°laç+Psikoterapi dir.